Evlilik ve aile kurumu ilk çağlardan beri olan, insanlar için bir gereksinim olarak görülen bir sözleşme ve mikro toplumun adıdır. Evlenme ve sonrasında aile kurumuna çocukların da katılmasıyla insan için soy devam etmiş olur ve ailedeki her bir kişi bu kurumun diğer her kurumdan ziyade daha önemli bir parçası haline gelir. Aile ve evlilik anlayışı kültürlere, çağlara göre değişmiş ve farklı ritüellerle gerçekleştirilerek farklı anlamlar yüklenmiş olsa da amacı oluştuğu günden beri hemen hemen aynıdır. İnsan biyolojik olarak yaşıyor görünse de
Biri ile hayatını birleştirmek istemek ve evlenme kararı vermek ne kadar zorsa, boşanma kararı vermek de bir o kadar zor ve yıpratıcıdır. İnsanın hayatında önemli bir yere sahip kişiden ayrılması, o kişiyi kaybetmesi, geride derin izler bırakır. Ayrılık ve boşanma kişide ciddi psikolojik bir stres kaynağına dönüşebilir. İnsanlarda büyük travmatik yaşam deneyimlerinin ardından görülen Travma Sonrası Stres Bozukluğu durumuna çok benzer problemler ve etkiler, boşanmaların ardından yaşanabilmektedir. Hatta bazı vakalarda boşanma sonrası intihar eğilimli davranışlara rastlanabilir. Travma Sonrası Stres